Gülcan Aytemur, 12/28/2016 2:28:31 PM
Bir Urfa'lıyı Nasıl Tanırsın

- Hayırlı uçuşlar amca …
- Şaşkın, mahçup bir ifadeyle
- Sağolasin siye de kızım...
Bir kaç dakika sonra:
- Kızım rahatsız etmisem bir şey desem?
- Tabii amca…
- Telefonda Urfa şivesiyle konuştin, sen Urfalısın?
- Evet amca…
- Maşallah akıllı birine benziyorsun, öğretmen misin?
- Tam olarak değil, aslında hep öğrenciyiz bu hayatta değil mi … ama benzer bi iş yapıyorum ..
- He ….
Bir kaç dakika sessizlik ….
- Siye bi şey desem ayıp olur?
- Söyle amca ..
- Yalan olmasın yani, ben bahiyam bahiyam ama seni Urfalı sanmamişam valla, şaştım”
- Neden amca? kılık kıyafetimden mi?
- Eee biraz amma…
- Başka?
- Valla urfalıca koniştin, bi de kibarca konişisan, üsti başi başka, elide bilgisayar gavurca yazılar var, yav valla kusura bakma ama böyle birini tanımamışam yani daha önce …
Gülümsedim, sonuçta amcanın kötü bir niyeti yoktu ve çok samimiydi.
İlginç olan, belki de gereksiz denebilecek deneyimlerin ve öğretilmişliklerin bizi başka şeylere ve yerlere götürüyor olmasıydı. Sonuçta bu ilk defa başıma gelen bir şey değildi tabii. Bu bir çoğumuz için bu ilginç de olmayabilir, ancak o coğrafyayı bilen veya benzer deneyimleri olanlar bu konudaki düşünceleirme daha çok ortak olacak ve beni anlayacaktır.
Benzer bir durumu, bu konuşmanın geçtiği Urfa- İstanbul uçağına binmeden bir gün önce de yaşamıştım. Yine Urfa'da bir adres arıyordum. Şehir çok hızlı gelişip büyüdüğü için yeni mahalleri tanımakta ve adres bulmakta zorlanıp yol sorduğum kişi; “hocam buyrun ben o tarafa gidiyorum ilerdeki köşeden göstereyim yolu size” dedi. Sonra birlikte köşeye doğru yürürken bana dönüp " misafirsiniz galiba, nereden geldiniz, nerelisiniz" diye sordu. Ben de Urfalıyım dedim, yine aynı şaşkın ifade, görmeniz lazımdı.
Eskiden benzer yorum veya soruları anlamıyor, alınıyor ve hatta biraz bozuluyordum. Özellikle daha gençken daha alınganım doğal olarak. Lise sonrası başkent e üniversiteye gittiğim ilk günlerinde, tanıştığım bir çok kişi biraz sohbet edince ve Urfalı olduğumu öğrenince;
- Sen gerçekten Urfalı mısın ? yoksa baban görevliydi de mi gittiniz?
- Urfa da apartman var mı?
- Orada da bu kıyafetlerle dolaşabiliyor musun?
diye soruyorlardı hemen. O yıllarda apartmanda oturmak önemliydi ve biz de Urfa'da aprtmanda oturduğumuz halde en çok apartman var mı sorusuna bozuluyordum. İşte o zaman da ben aynen ben de uçakta soru soran amca gibi veya yol sorduğum kişi gibi, şaşkın yüz ifadesine bürünüyordum. Tabi her zaman bu kadarıyla kalmıyordu bu mevzu. Özellikle uluslararası seyahat ediyorsanız, mesela Kanada sınırına yakın bir şehre veya Ortadoğu’ya, kimliğinizde yazan doğum yeriniz saatlerce sürebilen güvenliğe takılmak demek olabiliyordu. Şimdi düşünüyorum da, okuldaki Türkçe derslerinin yanısıra ayrıca güzel konuşma ve yazma dersleri almanın ne çok faydaları olmuş aslında. Bu size ilk konuşmada sizi ele verecek güneydoğu aksanı ile konuşmama ve insanları şaşırtma fırsatı veriyor tabii.
Ancak artık bu duruma hiç şaşırmıyorum, alınmıyorum ve anlıyorum. Kim bilir belki de bunun nedeni Urfa da doğup yaşadığım sürenin, toplam ömrüm içindeki payının doğal olarak ve giderek azalmasıdır. Hatta bu durumdan ve insanların yüzünde o ifadeyi görmekten keyif bile aldığımı söyleyebilirim. Urfa dışındayken yeni biriyle tanıştığımda veya Urfa'da biriyle konuştuğumda ;
- Urfalı mısın ?
- Aaaa hiç öyle sanmamıştım , Urfalı'ya benzemiyorsun, öyle görünmüyorsun !
dendiğinde, hemen soruyorum muzur muzur :
- Sence bir Urfalı nasıldır ki?
Oturduğumuz yerden neredeyse dünyanın her yerine ulaşıyor, görebiliyoruz. Ancak belki de sanal dünya sayesinde herşeye kolayca erişebildikçe, gerçeğimizden de bir o kadar da uzaklaşıyoruz bu günlerde. Havalimanlarında, şehir merkezlerinde veya bir restoranda yaşananlara bakıyorum, belki de hayatında ilk defa gezip görmek için geldiği bir yerde son nefesini verebiliyor insanlar. Bilemiyorum acaba gerçekten kaderimizi, Nasıl konuştuğuz, Ne giydiğiniz, Ne yediğiniz, Nerede doğduğumuz mu? belirliyor.
Öte yandan, bazı şehirlerin ismi geçince bile yüzlere yerleşen ifadeleri de hatırlıyorum hemen tabii..
Bir selam vermenin veya yol vermenin mesele olduğuna tanık olduğum zamanlarda, bu konuda daha da çok düşünüyorum bunları.
Sonra da, yüksek ev duvarlarının arasından süzülen dar eski Urfa sokaklarında çoçokluk günlerimdeki sahneler geliyor gözümün önüne. İnsanların karşılaşınca, karşıdan geleni rahatsız etmemek ve yol vermek için nasıl yarıştığını, nasıl birbiriyle selamlaştığını hatırlıyorum, misafire nasıl hürmet edildiğini, ilk insandan bu yana tüm din, dil ve ırklardan beslenen zenginliklerimizi, değerlerimizi, ve bölgenin daha bir çok gelenek, göreneklerini aklımdan geçiriyorum, veeee kendi kendime "iyi ki Urfa'lıyım" diyorum.


